Mayıs ayının ortasından bu yana ayrıyız. Mayıs, Haziran aylarında sizlerden özellikle üniversitelerden gelen yoğun konferans talepleri karşısında kayıtsız kalamadık. Öğrenim yılı sona ermeden özellikle üniversiteli takipçilerimiz yurtlarına, kampüslerine, lokallerine davet ettiler bizleri. Hayır diyemezdik elbette, gittik buluştuk ve unutulmaz konferanslar yaşadık hep birlikte. Önce tartışma konularının ortaklaşa tespiti yapıldı, en az 40-50 kişilik salonları ayarladılar, sonra gittik anlattık uzun uzadıya. Soru cevaplar yaptık, bizlerle kendi birikimlerini de paylaşanlar oldu. Kısacası çok sıcak ve zevkli bir ortamda süre kısıtlaması olmaksızın hem tanıştık, hem de fikir alış verişinde bulunduk. Gördüklerimiz, yaşadıklarımız bizi gerçekten çok memnun etti. Sanılanın aksine internet/sosyal medya havuzunda bocalamadan, kendi ayakları üzerinde durabilen, her denileni mantığına hitap etmediği sürece kabullenmeyen, soran,  kısacası öğrenme aşkıyla tutuşan koskoca, ateşli, bilgiye susamış, araştırmacı bir gençliğin geliyor oluşu bizi fevkalade gururlandırdı. Ülkemiz yarınları, geleceğimiz adına çok umutlandık. Konu başlıkları genelde dini konulardı, her dinden akıllarını kurcalayan, karıştıran, cevaplayamadıkları ya da başkalarının tatmin edici cevaplar veremediklerini sordular. Ne mutlu bize ki toplantılarımız sonunda bu gençlerin gözlerindeki “aradığı cevabı bulmuş” parıltısı tüm günün yorgunluklarını alıp götürdü. Bu konferanslarımı detaylı bir şekilde sunacağız sizlere elbette. İstediğimiz kadar özetlesek de yine hayli sayfa olacak bunlar. Eminiz ki sizlerde bu söyleşileri okurken en az bizler kadar zevk alacaksınız.

Sonra.. Sonra gezdik, ekiplerimiz gittikleri yörelerde tatil yaparken derledikleri, duydukları, inceledikleri bilgileri bize aktarınca hop hadi yeni çalışmalara giriştik. Araştırdık her zaman olduğu gibi, bulduğumuz doğru cevapları defalarca kontrol ettik kaynaklarından yeniden. Bazıları sonuçlandı ve yayına hazırlanıyor, bazıları üzerindeki hassas çalışmalarımız da halen sürmekte. Yurt dışına gittik Paris’e, uzun yıllar yaşadığımız bu kentte yeni “şey”ler keşfedince vay canına dedik, bunu da anlatalım, nasıl da gözümüzden kaçmış. Monte Carlo maceramız var, o da çok ilginç. Üsküdar Salacak’tan Monte Carlo’da butik otel işletmeciliğe. Aman Allahım dedik, bu ne lüks, bu ne “star life style”. Sonra daha nerelere nerelere uçtuk. Ama bunlar da sürpriz olsun. Yeni yeni kitaplar edindik gittiğimiz yerlerde. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, hatta Latince. Bu arada özellikle Paris’te ünlü sahaf dostumuz sevgili (Michonne Marie Gabord) bizim için bulup çıkardığı benzersiz son derece ilginç (ki hep öyle olanları bulmuştur bizim için) belgeler, kitaplar için kredi kartlarımızı bir hayli zorladık. Ancak bu belgeleri, kitapları kitaplığımıza yerleştirince müthiş bir haz duyduk. Hele birkaçına şöyle bir göz attığımızda, şaşkınlıktan nefes almayı unuttuk neredeyse. Şimdiden söyleyelim müthiş belgeli konular gelecek karşınıza. Onlar da hazırlanıyor, biraz zaman alacak gibi ama gerçekten okurken nefesinizi kesecek konular, muhteşem.

Kısa sürede buluşmak üzere..