SİTEDE ARA

HADİS, İLMİHAL ENFLASYONU
30 Ocak 2018

Hadis nedir sorusunun cevabını farklı ilmihal (Her Müslüman’ın, iman, amel ve ahlâk ile ilgili öğrenmesi ve yapması lâzım olan bilgiler bütünü) kitaplarına göz atmak hatasına düştük biz de. Ne kadar çok kitap karıştırdıysak kafamız da o oranda karıştı. Arapçayı çok iyi bilen/kullananların bile anlam/mana vermekte zorlanacakları bir yığın laf salatası. Neden böyle diye düşünmedik bile. Çünkü din bezirgânlarına göre konuları, terimleri, anlatıları ne kadar karmaşık, içinden çıkılmaz hale getirirseniz toplumun da aklı o oranda karışacağından mutlaka “aydınlanmak(!)” için size muhtaç olacaklardır. Sonra gelsin “Allah ile Aldatmaca” ve “Dinsel Sömürü”.  Hadis konusuna bir ara verip, şu ilmihal kitaplarına başvurmanın gereksizliğinden bahsetmeye karar verdik. (Bu arada Hadis; Hazreti Muhammed’in, Müslümanlarca büyük değer verilen, genel kural niteliğindeki sözleri ve davranışlarına verilen ad)

 

Gelelim KURAN’IN ANLAŞILMASI İÇİN TEFSİR, HADİS, İLMİHAL KİTAPLARINA NEDEN İHTİYAÇ OLMADIĞI KONUSUNA….

 

32. Kâfirler dediler ki “Kuran ona toptan, tek bir defada indirilseydi ya”. Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça düzenleyip okuduk.

33. Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım.

25-Furkan Suresi 32,33

 

Yukarıdaki Ayette de görüleceği üzere kâfirler hep Kuran’la uyarıldıklarından doğal olarak itirazları, saldırıları da hep Kuran’a karşıdır. Oysa yapılması gereken yorumların hepsini Kuran’da bulmak mümkündür. En güzel yorum = Ahsena tefsir tanımında kullanılan tefsir kelimesi Kuran’da sadece yukarıda verdiğimiz ayette geçmektedir. Böylece Yaradan, kendi Kelamı’nın tefsirinin en güzel şekilde yine Kuran’la yapılacağını göstermektedir.

 

Oysa Kuran’a eş koşulan pek çok hadisde “Kuran Tefsiri” diye satılan kitaplarda geçmekte. Kuran en güzel yorumu bizzat kendisi içerirken ayrıca tefsir kitapları adıyla sunulan yorum kitapları güzel dinimizin kaynağı olamaz.  Dinimiz bu tür kitaplar olmadan da kolayca anlaşılabilir ve de tastamamdır.  Daha sonraki yazılarımızın konusunu oluşturacak sarf (türlü dillerde açıklama),  ve fussilet (detaylandırma) tipi kelimelerin Kuran için kullanılması da, Kuran’ın hiçbir hadis, mezhep ve tefsir kitabına ihtiyaç duyulmaksızın her detayı içerdiğini göstermektedir.

 

1.     Rahman

2.     Kuran’ı öğretti

55-Rahman Suresi 1,2

 

17. Şüphesiz onu toplamak ve okutmak bize düşer.

18. o halde biz onu okuduğumuzda sen de onun okunuşunu izle

19. Sonra onu açıklamak bize düşer.

75-Kıyamet Suresi 17,18,19

 

Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Yaradan Kuran’ın öğretilmesini de açıklamasını da üzerine almıştır. Kuran, kendi kendini açıklar. Eğer O’nun bir ayetinde anlaşılması gereken konu tamamlanmadıysa, başka bir ayetin ilave yapmasıyla, o ayeti açıklamasıyla konu kolayca açıklanır. Bu nedenle bir Müslüman’ın tefsir, hadis, içtihat, ilmihal gibi kitaplara ihtiyacı yoktur, olamaz da. Bunun aksini söylemek yani Kuran’ı anlamak, yorumlayabilmek için yukarıda bahsedilen kitapların gerekliliğinden bahsetmek, hâşâ Allah’ın Kelamı’nın eksik ve kolay anlaşılmaz olduğunu söylemektir ve de büyük günahtır. Kitabımızın bizzat kendisi bu adı geçenlerin gerekliliğinden asla bahsetmez.

 

Bunu bir örnekle de açıklayalım.

Fatiha Suresi 4ncü Ayet : “Din gününün sahibidir O.”

Din gününün anlamını bulmak isteyenler tüm Kuran’da bu terimi araştırırlar. Ve bu terimin 15-Hicr Suresi 35. Ayet; 26-Şuara Suresi 82, Ayet; 37-Saffat Suresi 20. Ayet; 38-Sad Suresi 78. Ayet; 83-Muttaffifin Suresi 11. Ayet vb. geçtiğini ve bu terimin “öldükten sonra yeniden dirileceğimiz günü” ifade ettiğini anlarlar.

 

Kuran’ı dinin merkezine koymalı ve Peygamberimize uymanın Kuran’a uymakla olacağını bilmeli ve 25-Furkan Suresi 30’da “Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran’ı devre dışı tuttular” diyerek ümmetinden şikâyetçi olan Peygamberimizi ve dinimizi iftiralardan kurtarmalıyız.  Gerçekten de Peygamberimizeda uyduğunu söyleyen pek çok kişinin sergilediği manzara işte budur. Sözde, Kuran el üstündedir, kutsaldır fakat Kuran gerçekte hayata uygulanmayan, dini tek başına belirlemeyen bir kitap haline getirilmiş ve yüzlerce dini kitaptan birine çevrilmiştir. Kişiler dinini ilmihal kitaplarından öğrenmekte, Allah’ın Yüce Kelam’ı ise anlaşılmak için değil, sadece seslendirilmek için okunmakta, böylece devre dışı bırakılmaktadır.

 

İleride Kuran’ın dinimizin biricik kaynağı olduğuna dair bura değinmediğimiz delilleri de konuların içinde göstereceğiz. Peygamberimize iftira olarak uydurulan hadisler başta olmak üzere, mezhepler, tarikatlar ve gelenekleri irdeleyerek, Kuran dışında kaynak kabul etmenin nasıl bir felaket olduğunu gözler önüne sereceğiz. Bunları dikkatlice okuyarak Kuran’ın anlaşılması için yine Kuran’ın yeterli olduğunu ve başka hiçbir yardımcıya ihtiyacı olmadığını hep birlikte okuyup öğreneceğiz.

 

Bu arada, Hadis konusunu atlamış, unutmuş değiliz. Bir süre sonra yine bu sayfalarda bu konuyla alakalı hayli ilginç hatta hiç duymadığınız, görmediğiniz bilgilerde buluşmak üzere.

  • YORUMLAR (0)
  • YORUM YAP
    • İlk yorumu sen yap.
  • Ad Soyad E-mail Adres Yorum